Bağ & Günen Hukuk Bürosu
Çalışma Saatleri

Pazartesi-Cuma : 09:00 -18:00

Bağ & Günen Hukuk Bürosu

Turkey Tag

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu m.15/6 kapsamında Kişisel Verileri Koruma Kurul’unun kendisine yapılan şikayetler veya resen inceleme sonucunda Kanunun yaygın olarak ihlal edildiğini tespit etmesi halinde inceleme konusu ile ilgili olarak ilke kararı alma hakkı bulunmaktadır. Bu kapsamda Kurul’un ilk defa aldığı iki ilke kararı 25.1.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. 2017/61 sayılı Karar ile hukuki dayanağı bulunmaksızın kişilerin iletişim bilgilerinin paylaşımını yapan internet siteleri ve mobil uygulamalar tarafından gerçekleştirilen veri işleme faaliyetinin derhal durdurulmasına karar verilmiştir. Kararda faaliyetin durdurulmadığının tespiti halinde erişimin engellenmesi için yetkili kurumlara başvuru yapılacağı ve verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi sebebiyle Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbarda bulunulacağı belirtilmiştir. Açıklanan

Çin Halk Cumhuriyeti menşeili Fotovoltaik (solar) modül ve panellere yönelik başlatılan ve Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen damping soruşturmasının tamamlanması neticesinde ürünün ithalatının dampingli olduğu ve yerli üretim dalında zarara neden olduğu tespit edilmiştir. Bu doğrultuda dampinge karşı kesin önlem uygulaması ile 2017/6 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ kapsamında aşağıda yer alan ürünlere m2 başına ABD Doları vergi uygulanmasına karar verilmiştir. Söz konusu tebliğ 01.04.2017 tarih ve 30025 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

EPDK’nın 22.12.2016 tarihli kararı ile 4628 sayılı Kanun ile Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nde değişiklik yapılarak serbest tüketici limitinin 2017 yılı için 2400 kWH olarak belirlenmesine karar verilmiştir. Anılan karar 27.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, değişiklik 1 Ocak 2017’den itibaren uygulanmaya başlayacaktır. Bu doğrultuda aylık elektrik tüketimi en az 82 TL olan 8.4 milyon abonenin düşürülen limitten faydalanma imkanı olacaktır.

Varlık fonları genel olarak bütçe fazlası bulunan hükümetler tarafından sermayenin korunması ve/veya yatırım getirisi elde edilmesi amaçlarıyla kurulan yatırım fonları veya kuruluşlar olarak tanımlanabilir. Dünya’da 2005 yılından itibaren en az 40 varlık fonu kurulmuştur ve Türkiye 2016 yılında yasalaştırdığı 6741 sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle  Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Kanun”) ile aralarında Kanada, Çin, Japonya, ABD ve Katar gibi ülkelerin bulunduğu varlık fonuna sahip ülkeler arasında yerini almıştır. Kanun 29813 sayılı Resmi Gazete’de 26.08.2016 tarihinde yayımlanmıştır. Kanun ile Başbakanlığa bağlı, ana faaliyet konusu bu Kanunla belirtilen Türkiye Varlık Fonu (“TVF”) ve alt fonların kurulması ve yönetimi

28.11.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu (“Kanun”)  1 Ocak 2017’de tarihinde yürürlüğe girerek mevcut 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu’nu yürürlükten kaldıracaktır. Kanun, teslimsiz taşınır rehin hakkının güvence olarak kullanımının yaygınlaştırılmasını, bu rehne konu taşınırların kapsamının genişletilmesini, taşınır rehninde aleniyetin sağlanması ile rehnin paraya çevrilmesinde alternatif yolların sunulması suretiyle finansmana erişimi kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Kanun kapsamında birçok hususun usul ve esaslarını düzenleyecek olan Yönetmeliğin de yakın zaman içerisinde yürürlüğe girmesi beklenmektedir. Zira Kanun'a göre taşınır rehni işlemlerinin tesis edilebilmesi için Rehinli Taşınır Sicili'nin kurulması gerekmektedir.

6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu (“Kanun”) 28.11.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Kanun 1 Ocak 2017’de tarihinde yürürlüğe girerek mevcut 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu’nu yürürlükten kaldıracaktır. Kanun ile birlikte birçok yeni düzenleme getirilmiştir. Bununla beraber uygulamada sorun yaratabilecek hususların ise ikincil mevzuat ile çözümlenmesi beklenmektedir. Kanun’un Amacı ve Kapsamı Kanun, teslimsiz taşınır rehin hakkının güvence olarak kullanımının yaygınlaştırılmasını, bu rehne konu taşınırların kapsamının genişletilmesini, taşınır rehninde aleniyetin sağlanması ile rehnin paraya çevrilmesinde alternatif yolların sunulması suretiyle finansmana erişimi kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Türk hukukunda kural olarak Türk Medeni Kanunu uyarınca taşınırların rehni ancak zilyetliğin devri ile mümkün olabilmektedir. Ticari işletme rehni ise

Türkiye’de kentsel dönüşüm alanındaki temel mevzuat 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’dur. Söz konusu kanun kapsamında riskli yapı, riskli alan ve rezerv yapı alanlarına ilişkin hükümler çerçevesinde kentsel dönüşüm uygulamaları gerçekleştirilmektedir. Bu doğrultuda 2012 yılında resmî gazetede yayımlanan 6306 Sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği ile riskli yapılar[1] ile riskli alan[2] ve rezerv yapı alanlarının [3]tespiti, riskli yapıların yıktırılması, yapılacak planlama, dönüştürmeye tabi tutulacak taşınmazların değerinin tespiti, hak sahibi olacaklarla yapılacak anlaşma ve yardımlar gibi hususlara ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. (“Yönetmelik”) 27.11.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile kentsel dönüşüm uygulamasındaki birçok önemli konu revize edilmiş ve bazı

Türkiye’de inşaat sektörü son 10-15 yıllık dönemdeki ekonomik büyümede en büyük katkı payına sahip sektörlerden biri olmuştur. Yabancıların taşınmaz edinimini kolaylaştıran yasal düzenlemeler, kentsel dönüşüm süreci ve büyük konut projeleri gibi faktörler ile yüksek getiri oranları da yabancı yatırımcının Türkiye gayrimenkul piyasasına de sektördeki yatırımları olumlu etkilemiştir. Aşağıda yabancılara taşınmaz satışı ile ilgili mevzuat hakkında kısa bilgiler verilecektir. Kanuni Sınırlamalar  Yabancıların taşınmaz edinimindeki karşılıklılık şartı 2644 sayılı Tapu Kanunu’nunda 2012 yılında yapılan değişiklikle kaldırılmıştır. Kanun’un 35. Maddesindeki düzenlemeye göre “Kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla, uluslararası ikili ilişkiler yönünden ve ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen ülkelerin vatandaşı olan yabancı uyruklu gerçek