Rekabet Kurumu’nun Bankalar Hakkında Verdiği Haksız Faiz Kararı
Rekabet Kurumu’nun 25.03.2011 tarihinde yapılan başvuru neticesinde verilen 13-13/198-100 sayılı ve 08.03.2013 tarihli karar ile Türkiye’de faaliyette bulunan 12 bankanın 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“Kanun”) 4. maddesini ihlal ettiği ve bu sebeple kararda belirtilen idari para cezalarının ödenmesine karar verilmiştir. [1]
Anılan karar Danıştay 13. Dairesi’nin denetiminden geçerek onanmış ve onama kararı da kesinleşmiştir. Dolayısıyla aşağıda açıklanacağı üzere Rekabet Kurumu kararında belirtilen tarih aralığında kararda belirtilen bankalardan kredi, mevduat ve kredi kartı hizmetleri alan kişilerin tazminat davası açma hakkı doğmuştur.
Kararın Gerekçesi ve Tazminat Hakkı
Rekabet Kurumu tarafından bankacılık sektöründe faaliyet gösteren 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerine yönelik uzlaşma içerisinde olduklarına dair deliller incelenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda kararda belirtilen bankalar tarafından çeşitli bankacılık hizmetlerine yönelik uygulanan faiz oranları ve ücretleri birlikte belirlenmek suretiyle rekabeti sınırlayıcı eylemlerde bulunulduğu ve bu eylemler neticesinde belirtilen hizmetleri içeren bir uzlaşmanın ortaya çıktığı belirlenmiştir.
Kanun’un 4. maddesi uyarınca “Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır.” Dolayısıyla yukarıda açıklanan uzlaşmanın Kanun’un 4. maddesini ihlali nedeniyle Rekabet Kurumu tarafından 12 bankaya değişen tutarlarda idari para cezası verilmesine karar verilmiştir.
Diğer yandan Kanun’un Tazminat Hakkı başlıklı 57. maddesine göre “Her kim bu Kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur. Zararın oluşması birden fazla kişinin davranışları sonucu ortaya çıkmış ise bunlar zarardan müteselsilen sorumludur.” Bu nedenle Rekabet Kurumu kararı Kanun’u ihlal ettiği belirlenen 12 banka bu hüküm çerçevesinde bu ihlal neticesinde verilen her türlü zararı tazminle yükümlüdür. Bu kapsamda verilen zarardan 12 bankanın tamamı müteselsilen sorumludur.
Tazminat Hakkının Kapsamı
Karara göre 12 banka tarafından kredi, mevduat ve kredi kartı hizmetleri alanında 21.08.2007 ve 22.09.2011 tarihleri arasındaki dönemde rekabeti bozucu, kısıtlayıcı ve engelleyici nitelikte bir uzlaşı ile hareket edilerek faiz oranları belirlenmiştir. Bu sebeple anılan tarihler arasında belirtilen bankalardan alınan kredi, mevduat ve kredi kartı hizmetleri tazminat davasına konu olabilecektir.
Talep edilebilecek zararın miktarı bakımından Kanun’un 58 maddesi, Rekabet Kurumu kararında belirtilen faiz artışı oranları ve yargılama sırasında düzenlenecek bilirkişi raporu ile birlikte diğer tüm deliller yol gösterici olacaktır.
Kanun’un 58. maddesine göre “Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilirler”. Dolayısıyla anılan tarihler arasında belirtilen 12 bankadan herhangi birinden örneğin ihtiyaç kredisi kullanılmış olması halinde, kredi kullananın ödediği faiz ile bankalar arasında uzlaşı olmasaydı gerçekte ödeyeceği faiz arasındaki fark zarar olarak talep edilebilecektir.
Yine 58. Maddeye göre “Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hakim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan karların üç katı oranında tazminata hükmedebilir”. Dolayısıyla talep halinde hakim tarafından uğranılan zararın üç katı oranında tazminata da karar verilebilecektir.
Dava Açabilecekler
Yukarıda belirtildiği üzere Kanun’un 57. maddesi kapsamında zarar görenler bakımından bir ayrım yapılmamıştır. Yine Rekabet Kurumu kararında da gerçek veya tüzel kişi ya da kamu veya özel hukuk tüzel kişisi çerçevesinde bir farklılık gözetilmemiştir. Dolayısıyla belirtilen dönemde 12 bankadan herhangi birinden mevduat, kredi veya kredi kartı hizmeti alan tüm gerçek ve tüzel kişilerin bu kapsamda tacirler, şirketler ile birlikte vakıf ve derneklerin dava açması mümkün olabilecektir.
Zamanaşımı
Davalar on yıllık zamanaşımına tabidir. Bu nedenle örneğin 21.10.2007’de imzalanan bir genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan bir taşıt kredisine dayanılarak dava açılması halinde en geç 21.10.2017’de dava açılması gerekmektedir.
[1] Karar metnine ulaşmak için: http://www.rekabet.gov.tr/File/path=ROOT%2f1%2fDocuments%2fGerek%C3%A7eli+Kurul+Karar%C4%B1%2f13-13-198-100.pdf