Bağ & Günen Hukuk Bürosu
Çalışma Saatleri

Pazartesi-Cuma : 09:00 -18:00

Bağ & Günen Hukuk Bürosu

Aralık 2016

EPDK’nın 22.12.2016 tarihli kararı ile 4628 sayılı Kanun ile Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nde değişiklik yapılarak serbest tüketici limitinin 2017 yılı için 2400 kWH olarak belirlenmesine karar verilmiştir. Anılan karar 27.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, değişiklik 1 Ocak 2017’den itibaren uygulanmaya başlayacaktır. Bu doğrultuda aylık elektrik tüketimi en az 82 TL olan 8.4 milyon abonenin düşürülen limitten faydalanma imkanı olacaktır.

Uluslararası alanda şirketlerin imzaladığı tedarik, bayilik, corner, vb. sözleşmeler açısından değerlendirilmesi gereken en önemli hususlardan biri, marka sahibi şirketlerin, ürün ve markalarına ilişkin koruma hükümleridir. Bilindiği üzere, bu tip sözleşmelerde bayilik verilmesi, ürün tedariği, mağaza açılması, ürünlerin tanıtımının yapılması, vs. gibi ticari nedenlerle, şirketler yetki verdikleri kişi ya da firmalara, kısmen de olsa markanın kullanımıyla ilgili haklar tanımak durumunda kalmaktadır. Buna ilişkin dikkat edilmesi gereken hususlar aşağıda detaylandırılmıştır.Markanın kullanımıyla ilgili tanınan hak sınırlı ve net bir şekilde belirlenmelidir.Şirketler, ticari nedenlerle 3. Kişilerin kullanıma açtıları markalarını koruyabilmek için, özellikle yazılı olarak bu durumu hüküm altına almalı ve tanınan yetkiyi net

Varlık fonları genel olarak bütçe fazlası bulunan hükümetler tarafından sermayenin korunması ve/veya yatırım getirisi elde edilmesi amaçlarıyla kurulan yatırım fonları veya kuruluşlar olarak tanımlanabilir. Dünya’da 2005 yılından itibaren en az 40 varlık fonu kurulmuştur ve Türkiye 2016 yılında yasalaştırdığı 6741 sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle  Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Kanun”) ile aralarında Kanada, Çin, Japonya, ABD ve Katar gibi ülkelerin bulunduğu varlık fonuna sahip ülkeler arasında yerini almıştır. Kanun 29813 sayılı Resmi Gazete’de 26.08.2016 tarihinde yayımlanmıştır. Kanun ile Başbakanlığa bağlı, ana faaliyet konusu bu Kanunla belirtilen Türkiye Varlık Fonu (“TVF”) ve alt fonların kurulması ve yönetimi

28.11.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu (“Kanun”)  1 Ocak 2017’de tarihinde yürürlüğe girerek mevcut 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu’nu yürürlükten kaldıracaktır. Kanun, teslimsiz taşınır rehin hakkının güvence olarak kullanımının yaygınlaştırılmasını, bu rehne konu taşınırların kapsamının genişletilmesini, taşınır rehninde aleniyetin sağlanması ile rehnin paraya çevrilmesinde alternatif yolların sunulması suretiyle finansmana erişimi kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Kanun kapsamında birçok hususun usul ve esaslarını düzenleyecek olan Yönetmeliğin de yakın zaman içerisinde yürürlüğe girmesi beklenmektedir. Zira Kanun'a göre taşınır rehni işlemlerinin tesis edilebilmesi için Rehinli Taşınır Sicili'nin kurulması gerekmektedir.

6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu (“Kanun”) 28.11.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Kanun 1 Ocak 2017’de tarihinde yürürlüğe girerek mevcut 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu’nu yürürlükten kaldıracaktır. Kanun ile birlikte birçok yeni düzenleme getirilmiştir. Bununla beraber uygulamada sorun yaratabilecek hususların ise ikincil mevzuat ile çözümlenmesi beklenmektedir. Kanun’un Amacı ve Kapsamı Kanun, teslimsiz taşınır rehin hakkının güvence olarak kullanımının yaygınlaştırılmasını, bu rehne konu taşınırların kapsamının genişletilmesini, taşınır rehninde aleniyetin sağlanması ile rehnin paraya çevrilmesinde alternatif yolların sunulması suretiyle finansmana erişimi kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Türk hukukunda kural olarak Türk Medeni Kanunu uyarınca taşınırların rehni ancak zilyetliğin devri ile mümkün olabilmektedir. Ticari işletme rehni ise

  Yapı malzemeleri sektörü Türkiye’de son yıllarda hem imal edilen hem de ithal edilen ürünler ile hızla gelişmektedir. Her ne kadar 2001 yılında yayınlanan 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun[1] ile teknik anlamda yükümlülükler belirlenmişse de, sonraki yıllarda yayınlanan yönetmelikler ile desteklenmiş ve yaptırımları belirlenmiştir. Günümüzde ise, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na söz konusu kanun ve yönetmeliklerle ilgili tespit ve yaptırımlara dair yetki verilmiş[2], uzun yılladır var olan kanunla ilgili tespitlere 2016 yılı itibariyle başlanmıştır. Herhangi bir bildirim ya da tebligat yapılmaksızın, görevli memurların işyerlerine ziyareti ile tespitler yapılmakta, ürünlere dair tutanaklar tutulup, eksikliklerin tamamlanması için süreler tanınmaktadır.

Türkiye’de kentsel dönüşüm alanındaki temel mevzuat 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’dur. Söz konusu kanun kapsamında riskli yapı, riskli alan ve rezerv yapı alanlarına ilişkin hükümler çerçevesinde kentsel dönüşüm uygulamaları gerçekleştirilmektedir. Bu doğrultuda 2012 yılında resmî gazetede yayımlanan 6306 Sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği ile riskli yapılar[1] ile riskli alan[2] ve rezerv yapı alanlarının [3]tespiti, riskli yapıların yıktırılması, yapılacak planlama, dönüştürmeye tabi tutulacak taşınmazların değerinin tespiti, hak sahibi olacaklarla yapılacak anlaşma ve yardımlar gibi hususlara ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. (“Yönetmelik”) 27.11.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile kentsel dönüşüm uygulamasındaki birçok önemli konu revize edilmiş ve bazı

Rekabet Kurumu’nun 25.03.2011 tarihinde yapılan başvuru neticesinde verilen 13-13/198-100 sayılı ve 08.03.2013 tarihli karar ile Türkiye’de faaliyette bulunan 12 bankanın 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“Kanun”) 4. maddesini ihlal ettiği ve bu sebeple kararda belirtilen idari para cezalarının ödenmesine karar verilmiştir. [1] Anılan karar Danıştay 13. Dairesi’nin denetiminden geçerek onanmış ve onama kararı da kesinleşmiştir. Dolayısıyla aşağıda açıklanacağı üzere Rekabet Kurumu kararında belirtilen tarih aralığında kararda belirtilen bankalardan kredi, mevduat ve kredi kartı hizmetleri alan kişilerin tazminat davası açma hakkı doğmuştur. Kararın Gerekçesi ve Tazminat Hakkı Rekabet Kurumu tarafından bankacılık sektöründe faaliyet gösteren 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerine

Günümüz dünyasında elektronik ticaretin hacmi katlanarak artmaktadır. İstatistiklere göre Amerika’da tüketicilerin %70’e, Avrupa’da ise %35’e yakını alışverişlerini internet üzerinden gerçekleştirmektedir. Bu doğrultuda e-ticaret alanında faaliyet gösteren şirketlerin sayısı ve büyüklüğü de son 10 yılda çok büyük bir hızla artmıştır. 2014 yılında gerçekleştirilen ve halen dünyanın en büyük halka arzı konumunda bulunan Alibaba Group IPO 25 milyar USD’ye ulaşarak kırılması zor bir rekora imza atmıştır. Türkiye’de de dünyaya paralel olarak tüketici alışkanlıkları değişim göstererek e-ticaretin hacmi ve pazar payını yüksek bir oranda arttırmaktadır. TÜBİSAD tarafından açıklanan rakamlara göre 2015 yılında Türkiye’de e-ticaret pazarı  18,9 milyar TL’den 24,7 milyar TL’ye yükselmiştir. Dolayısıyla büyüyen